EN 1090-1, çelik ve alüminyum yapı elemanlarının üretimi ve uygunluk değerlendirmesi için Avrupa standardıdır. Bu standart, yapıların güvenliğini sağlamak ve CE işareti ile ürünlerin kalitesini onaylamak amacıyla gereklilikler belirler. Çelik yapılar ve alüminyum yapılar için belirlenen bu standarda uygunluk, ürünlerin Avrupa pazarında satılabilmesi için zorunludur.
EN 1090-1 Standardının Kapsamı
EN 1090-1, çelik yapıların ve alüminyum yapıların üretim süreçlerini denetleyerek, yapısal güvenliği artırmayı amaçlar. Üreticiler, CE işareti almak için bu standarda uymak zorundadır. Ayrıca, ürünlerin uygunluk değerlendirmesi, üretici tarafından sağlanan teknik belgeler ile desteklenmelidir.
EN 1090-1 Kapsamındaki Gereklilikler
- Teknik Dokümantasyon: Çelik ve alüminyum yapı elemanlarının üretimi için gerekli tüm teknik dokümantasyon oluşturulmalıdır.
- Kalite Yönetim Sistemi: Üretici firmalar, geçerli bir kalite yönetim sistemine sahip olmalıdır. Bu sistem, üretim süreçlerinin düzenli olarak denetlenmesini ve belgelenmesini sağlar.
- İzlenebilirlik: Üretim sürecinde kullanılan malzemeler ve süreçler izlenebilir olmalıdır. Bu, ürünlerin kalite kontrolünü ve güvenliğini sağlar.
- Test ve Muayene: Yapısal bileşenler, belirli testlerden geçirilerek kalite açısından uygunluğu doğrulanmalıdır.
EN 1090-1 ve CE İşareti
EN 1090-1 standardı, CE işareti ile uyumlu olan çelik ve alüminyum yapıların Avrupa pazarında satışa sunulabilmesi için gereklidir. CE işareti, ürünün Avrupa Birliği normlarına uygun olduğunu gösteren bir işarettir.
EN 1090-1’in Önemi
- Kalite Güvencesi: Bu standart, çelik ve alüminyum yapıların üretiminde kaliteyi güvence altına alır.
- Pazar Erişimi: CE işareti, ürünlerin Avrupa pazarındaki yasal gerekliliklere uyduğunu gösterir ve satış için zorunludur.
- Yasal Zorunluluk: Avrupa Birliği ülkelerinde, çelik yapıların piyasaya sürülmeden önce bu standarda uygun olmaları gerekmektedir.
EN 1090-1 ve Diğer Standartlarla İlişkisi
EN 1090-1, çelik yapıların tasarım ve üretiminde referans alınan diğer standartlarla birlikte kullanılır:
- EN 1090-2: Çelik yapıların tasarım gereklilikleri.
- EN 1090-3: Alüminyum yapıların tasarım gereklilikleri.
EN 1090-1’i Kimler Uygular?
- Çelik yapı üreticileri
- İnşaat firmaları
- Malzeme tedarikçileri
- Kalite kontrol laboratuvarları
- Mimarlık ve mühendislik büroları
1. EN 1090-1 Nedir? Uygunluk Değerlendirmesinin Merkezi Standardı
EN 1090-1, yapısal metal bileşenlerin uygunluk değerlendirmesi için gereken kuralları belirleyen bir Avrupa standardıdır. Bu standart, üretilen çelik veya alüminyum yapıların, ilgili teknik standartlara (EN 1090-2 ve EN 1090-3) uygun olduğunu kanıtlamak için bir yol haritası sunar. EN 1090-1‘in temel amacı, bu ürünlerin güvenli ve dayanıklı olduğunu doğrulamaktır. Bir üretici, bu standardın gerekliliklerini yerine getirdiğinde, ürünlerine CE işareti koyma yetkisi kazanır ve bu sayede Avrupa Birliği ülkelerinde yasal olarak ticaret yapabilir. Dolayısıyla, EN 1090-1 sertifikasyonu, bir ürünün teknik olarak doğru üretildiğini ve yasal olarak piyasaya sürülebileceğini gösterir.
2. CPR ile İlişkisi: CE İşaretini Yasal Kılan Yönetmelik
EN 1090-1 sertifikasyonunun temel dayanağı, Avrupa Birliği’nin Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (Construction Products Regulation – CPR)‘dir. CPR, yapı ürünlerinin performansını ve güvenliğini garanti altına alan yasal bir çerçevedir. Bu yönetmelik, Avrupa Ekonomik Alanı’nda piyasaya sürülen tüm yapı ürünleri için CE işareti almayı zorunlu kılar. EN 1090-1, bu yasal yönetmeliğin teknik gerekliliklerini detaylandıran bir uyumlaştırılmış standart olarak işlev görür. Bir firma, EN 1090-1‘e uygunluğunu kanıtladığında, ürününün CPR’nin belirlediği temel gereklilikleri karşıladığını da beyan etmiş olur. Bu hukuki bağ, sertifikanın ticari ve yasal önemini pekiştirir.
3. Fabrika Üretim Kontrolü (FPC): Sertifikasyonun Temel Şartı
Fabrika Üretim Kontrolü (FPC), EN 1090-1 sertifikasının en temel ve en önemli şartıdır. FPC, firmanın üretim süreçlerini, kalite kontrol sistemini ve tüm dokümantasyonunu sistematik olarak yönettiğini gösteren bir dizi prosedür ve kayıttır. FPC sistemi, hammaddenin alımından, tasarım, imalat, denetim ve son ürünün sevkiyatına kadar tüm aşamaların kontrol altında tutulmasını sağlar. Bir onaylanmış kuruluş (Notified Body) tarafından yapılacak denetimlerde, denetçiler öncelikle firmanın FPC sisteminin etkinliğini ve standarda uygunluğunu incelerler. İyi işleyen bir FPC sistemi, belgelendirme sürecinin başarısı için hayati öneme sahiptir.
4. Uygunluk Değerlendirme Sistemi (CAS): Ürün Tipine Göre Belirlenen Sistemler
EN 1090-1‘e göre, ürünlerin uygunluk değerlendirmesi farklı sistemlere ayrılır. Bu sistemler, ürünün kullanım alanına ve taşıdığı risk seviyesine göre belirlenir. En yaygın kullanılan sistemler Sistem 2+ ve Sistem 1‘dir. Sistem 2+ genellikle yapısal bileşenler için geçerlidir ve üreticinin FPC sisteminin, bir onaylanmış kuruluş tarafından denetlenmesini gerektirir. Sistem 1 ise daha yüksek riskli ürünler için kullanılır ve üreticinin testlerinin yanı sıra, onaylanmış kuruluşun da ürün örneklerini test etmesini zorunlu kılar. Firmanın, ürettiği ürün için doğru uygunluk değerlendirme sistemini belirlemesi ve bu sisteme uygun prosedürleri uygulaması kritiktir.
5. Teknik Dokümantasyonun Önemi: Dosya Yönetimi ve İçeriği
EN 1090-1 sertifikası, kapsamlı bir teknik dokümantasyonun hazırlanmasını gerektirir. Bu belgeler, bir ürünün tasarımından üretimine kadar tüm sürecinin izlenebilirliğini ve standarda uygunluğunu kanıtlar. Bu dokümantasyon, tasarım hesaplamaları, malzeme sertifikaları, kaynak prosedür şartnameleri (WPS), kaynakçı yeterlilik belgeleri (WPQ), test ve muayene raporları, kalite kontrol kayıtları ve Uygunluk Beyanı gibi belgeleri içerir. Bu dokümanların eksiksiz, güncel ve tutarlı olması, denetim sırasında firmanın şeffaflığını ve kaliteye olan bağlılığını kanıtlar.
6. Çelik ve Alüminyum Yapılar İçin Ortak Gereklilikler
EN 1090-1, hem çelik hem de alüminyum yapılar için ortak bir çerçeve sunar. Her iki metal için de Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sisteminin kurulması, teknik dokümantasyonun hazırlanması ve bir onaylanmış kuruluş tarafından denetlenmesi zorunludur. Ancak, her bir malzeme için geçerli olan teknik standartlar farklıdır: çelik için EN 1090-2, alüminyum içinse EN 1090-3 kullanılır. Bu farklılıklar, malzemelerin farklı mekanik özelliklerinden, kaynak ve birleşim yöntemlerinden kaynaklanır. Her iki durumda da, EN 1090-1 bu teknik standartlara uygunluğun nasıl belgelendirileceğini belirler.
7. Kaynaklı İmalat: ISO 3834 ve Kaynak Koordinatörünün Rolü
EN 1090-1 ve EN 1090-2 / EN 1090-3 standartları, kaynaklı imalat yapan firmalar için ISO 3834 standardına uygun bir kaynak kalite yönetim sistemi kurulmasını zorunlu kılar. Bu sistem, Kaynak Prosedür Onay Kaydı (PQR), Kaynak Prosedürü Şartnamesi (WPS) ve Kaynakçı Yeterlilik Belgesi (WPQ) gibi belgeleri kapsar. ISO 3834 ayrıca, firmanın üretim yaptığı İmalat Sınıfına (EXC) uygun yetkinlik seviyesine sahip bir kaynak koordinatörü atamasını da ister. Kaynak koordinatörü, kaynak süreçlerinin planlanmasından, kaynakçıların yetkinliğinin takibine kadar tüm süreçlerden sorumludur ve denetim sırasında en önemli personeldir.
8. Malzeme İzlenebilirliği: Hammaddeden Nihai Ürüne Takip Sistemi
EN 1090-1 belgelendirme sürecinin en kritik unsurlarından biri, kullanılan tüm malzemelerin tam olarak izlenebilir olmasıdır. Bu, çeliğin veya alüminyumun satın alındığı tedarikçiden başlayarak, her bir malzemenin sertifikasyonunun ve test raporlarının kaydedilmesini içerir. Kesim, kaynak ve montaj gibi tüm imalat aşamalarında, hangi malzemenin hangi üründe kullanıldığı açıkça takip edilebilmelidir. Bu izlenebilirlik, olası bir kalite sorunu veya geri çağırma durumunda, sorunun kaynağının hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar ve yapısal güvenliği artırır.
9. Kesme ve Şekillendirme İşlemleri: Teknik Gereklilikler
Yapısal metal bileşenlerin imalatında kullanılan kesme, şekillendirme (bükme) ve delme işlemleri de EN 1090 tarafından belirlenen teknik gerekliliklere tabidir. Örneğin, termal kesme (lazer, plazma, oksijen) veya mekanik kesme yöntemleri kullanılabilir, ancak her bir yöntemin yüzey kalitesi ve pürüzlülüğü için belirli toleransları karşılaması gerekir. Soğuk şekillendirme işlemlerinde malzemenin mekanik özelliklerinin bozulmaması için sıcaklık limitlerine dikkat edilmelidir. Bu işlemlerin standartlara uygunluğu, nihai ürünün mekanik dayanımını ve bütünlüğünü doğrudan etkiler.
10. Korozyon Koruması ve Yüzey İşlemleri: Uygulama ve Kontroller
Çelik ve alüminyum yapıların uzun ömürlülüğü ve dayanıklılığı için korozyon koruması hayati öneme sahiptir. EN 1090 serisi, bu amaçla kullanılan yüzey hazırlığı (kumlama, temizleme), boyama ve galvanizasyon gibi işlemleri kapsar. Üreticinin, korozyon koruma sisteminin uygunluğunu kanıtlayan test raporlarına ve uygulama prosedürlerine sahip olması gereklidir. Bu aşamalar, yapının çevresel etkilere karşı direncini güvence altına alır. Denetim sırasında bu süreçlerin dokümantasyonu ve saha uygulamaları titizlikle incelenir.
11. Tahribatsız Muayene (NDT): Ürün Kalitesinin Doğrulanması
Kaynaklı imalatın kalitesini doğrulamak için EN 1090-2 ve EN 1090-3 standartları, tahribatsız muayene (NDT) yöntemlerinin kullanılmasını şart koşar. NDT, kaynak dikişlerinin iç ve dış yüzey hatalarını tespit etmek için manyetik parçacık testi, ultrasonik test ve radyografi gibi yöntemleri içerir. Muayene oranları ve kabul kriterleri, yapının İmalat Sınıfına (EXC) göre belirlenir. NDT testlerinin, yetkin ve sertifikalı personel tarafından yapılması ve tüm test raporlarının eksiksiz bir şekilde saklanması gereklidir. Bu kontroller, kaynaklı birleşimlerin yapısal bütünlüğünü doğrular.
12. Mekanik Bağlantılar ve Cıvatalama: Detaylı Kontrol Prosedürleri
Kaynaklı birleşimlerin yanı sıra, metal yapılarda yaygın olarak kullanılan diğer bir yöntem de mekanik bağlantılardır. EN 1090-1, cıvata, somun ve diğer bağlantı elemanlarının kullanımı için detaylı gereklilikler sunar. Standart, bağlantı elemanlarının malzeme kalitesini, sıkma torklarını ve uygulama yöntemlerini denetler. Montaj ekibinin, torklu anahtarlar gibi kalibre edilmiş ekipmanları kullanması ve sıkma işlemlerini kayıt altına alması gereklidir. Yanlış sıkılmış bir cıvata, yapının dayanımını tehlikeye atabilir ve denetim sırasında önemli bir uygunsuzluk nedeni olabilir.
13. Ön Denetim Süreci: İç Hazırlık ve Olası Eksikliklerin Tespiti
Bir onaylanmış kuruluş denetiminden önce, firmaların kendi iç denetimlerini yapması veya profesyonel bir danışmanlık firmasından destek alması büyük önem taşır. Bu ön denetim süreci, firmanın mevcut Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sistemindeki ve dokümantasyonundaki eksiklikleri tespit etmeyi amaçlar. Bu sayede, resmi denetim öncesinde gerekli düzeltmeler yapılabilir ve denetimin başarılı bir şekilde tamamlanma olasılığı artırılır. Bu aşama, gereksiz maliyet ve zaman kaybını önlemek için kritik bir adımdır.
14. Onaylanmış Kuruluş (Notified Body): Bağımsız Denetim ve Görevleri
EN 1090-1 sertifikasyonu, onaylanmış kuruluş (Notified Body) adı verilen, Avrupa Komisyonu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız bir denetim kuruluşu tarafından verilir. Bu kuruluşlar, firmanın Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sistemini denetler ve standardın tüm gerekliliklerini karşılayıp karşılamadığını değerlendirir. Denetimler, objektif ve tarafsız bir şekilde yapılır ve firmanın kendi beyanlarının bağımsız bir üçüncü tarafça doğrulanmasını sağlar. Bu bağımsız denetim süreci, belgenin güvenilirliğini ve itibarını garanti altına alır ve CE işareti‘nin uluslararası geçerliliğini destekler.
15. Denetim Planlaması ve Süreci: Saha ve Dokümantasyon İncelemesi
Denetim süreci, genellikle iki ana bölümden oluşur. İlk aşamada, onaylanmış kuruluşun denetçileri firmanın hazırladığı teknik dokümantasyon ve Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sistemini masa başında inceler. İkinci aşamada ise, saha ziyareti gerçekleştirilir. Bu ziyarette denetçiler, firmanın üretim alanını, ekipmanlarını, kaynak işlemlerini ve kalite kontrol süreçlerini bizzat yerinde incelerler. Kaynak prosedürlerinin doğru uygulandığını ve testlerin usulüne uygun yapıldığını teyit ederler. Her iki aşamanın başarıyla tamamlanması, sertifikanın verilmesini sağlar.
16. CE İşareti Alma ve Yasal Sorumluluklar
EN 1090-1 standardına tam uyum sağlandıktan ve onaylanmış kuruluşun denetiminden başarıyla geçildikten sonra, üretici firma CE işareti almaya hak kazanır. Bu işaret, ürünlerin Avrupa Birliği’nin belirlediği güvenlik ve performans normlarına uygun olduğunu gösterir ve yasal olarak satışa sunulabileceğini teyit eder. CE işareti aynı zamanda üreticinin, ürünün beyan ettiği performansı karşıladığına dair yasal bir taahhüt vermesi anlamına gelir. Uygunluk olmayan bir ürün için CE işareti kullanmak, ağır yasal yaptırımlara neden olabilir.
17. Uygunluk Beyanı (DoP): Üreticinin Yasal Taahhüdü
EN 1090-1 sertifikası alındıktan sonra, üretici firma her bir ürün veya ürün grubu için bir Uygunluk Beyanı (Declaration of Performance – DoP) yayınlamak zorundadır. DoP, üreticinin, ürününün ilgili uyumlaştırılmış standardın gerekliliklerini karşıladığını ve beyan edilen performans özelliklerine sahip olduğunu yasal olarak taahhüt ettiği bir belgedir. Bu belge, ürünün ticari belgeleriyle birlikte bulundurulması gereken önemli bir dokümandır. DoP’de belirtilen bilgiler doğru ve eksiksiz olmalı, aksi takdirde üretici yasal olarak sorumlu tutulabilir.
18. Belgenin Devamlılığı: Periyodik Denetimler ve Gözetim Süreci
EN 1090-1 sertifikası, bir defaya mahsus alınan bir belge değildir. Belge verildikten sonra, onaylanmış kuruluş tarafından periyodik gözetim denetimleri yapılır. Bu denetimler, firmanın Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sisteminin ve tüm üretim süreçlerinin hala standartlara uygun olduğunu doğrular. Bu sürekli izleme süreci, firmanın kaliteden ödün vermemesini ve süreçlerini sürekli olarak iyileştirmesini sağlar. Bu sayede, firmanın ürettiği ürünlerin kalitesi uzun vadede de garanti altına alınmış olur.
19. EN 1090-1’in Uygulama Alanları ve Kapsamı
EN 1090-1 standardı, geniş bir yelpazedeki yapısal metal bileşenleri kapsar. Bu, çelik veya alüminyumdan üretilen her türlü yük taşıyıcı veya destekleyici yapısal elemanını içerir. Örneğin, çelik kolonlar, kirişler, köprü elemanları, stadyum çatıları, yüksek binaların iskelet sistemleri, endüstriyel tesisler, kış bahçeleri ve cephe giydirme sistemleri gibi ürünler bu standardın kapsamına girer. Bu ürünlerin Avrupa pazarında yasal olarak piyasaya sürülmesi için EN 1090-1 sertifikası zorunludur.
20. Faydaları: Rekabet Avantajı, Pazar Erişimi ve Güvenilirlik
EN 1090-1 sertifikasına sahip olmak, firmalara yalnızca yasal uyum sağlamakla kalmaz, aynı zamanda önemli ticari faydalar da sunar. CE işareti, ürünlerin Avrupa Birliği ülkelerinde serbestçe satışa sunulabilmesini sağlar. Ayrıca, bu sertifika, firmanın kalitesini ve güvenilirliğini uluslararası alanda tescil eder. Müşteriler ve iş ortakları, belgelendirilmiş bir firma ile çalıştıklarında, ürünlerin en yüksek standartlara uygun olduğundan emin olurlar. Bu durum, firmanın rekabet gücünü artırır ve yeni pazarlara erişimini kolaylaştırır.
21. Maliyet Yönetimi: Sertifikasyon Yatırımı ve Getirileri
EN 1090-1 sertifikasyon süreci, başlangıçta bir maliyet ve ek iş yükü gibi görünebilir. Ancak, bu yatırımın uzun vadede sağladığı faydalar bu maliyetin çok ötesindedir. Sertifikasyon, firmanın üretim süreçlerini optimize eder, hatalı üretim oranlarını düşürür ve yeniden işleme maliyetlerini azaltır. Bu, operasyonel verimliliği artırarak kârlılığı yükseltir. Ayrıca, CE işareti ile elde edilen pazar fırsatları, bu maliyetin çok üzerinde bir getiri sağlar.
22. Personel Yeterliliği ve Sürekli Eğitim Zorunluluğu
EN 1090-1 gerekliliklerini karşılamak için, firmanın tüm imalat personelinin, özellikle kaynakçılarının ve denetçilerinin, yetkin ve sertifikalı olması zorunludur. Personelin düzenli olarak güncel standartlar ve güvenlik prosedürleri hakkında eğitilmesi, hem iş güvenliğini artırır hem de imalat kalitesini güvence altına alır. Bu, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda firmanın kendi kalitesini sürekli olarak yükseltmesi için bir yatırımdır.
23. Alt Yüklenicilere Yönelik Gereklilikler: Tedarik Zincirinin Kontrolü
Büyük inşaat projelerinde ana yükleniciler, projelerinin kalitesini ve güvenliğini güvence altına almak için alt yüklenicilerinden EN 1090 ve ilgili kaynak belgelerini talep ederler. EN 1090-1 sertifikası, ana yüklenicinin, alt yüklenicinin imalat ve montaj süreçlerinin uygun ve güvenilir olduğunu doğrulamasına olanak tanır. Bu durum, tedarik zincirinde şeffaflığı artırır ve projenin tüm paydaşları için kalite güvencesi sunar.
24. Sertifikasyon Sürecinde Yaygın Hatalar ve Çözümleri
EN 1090 sertifika sürecinde firmaların sıkça yaptığı hatalar, sürecin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir. Bu hataların başında, eksik veya yanlış dokümantasyon, güncel olmayan kaynakçı belgeleri, doğru kaynak prosedürlerinin olmaması ve Fabrika Üretim Kontrolü (FPC) sisteminin etkin bir şekilde işletilmemesi gelir. Bu hatalardan kaçınmak için, firmaların belgelendirme öncesi kapsamlı bir iç denetim ve hazırlık süreci yürütmesi tavsiye edilir.
25. Dijitalleşme ve Endüstri 4.0: EN 1090’a Etkileri
Günümüzde kaynak ve imalat teknolojilerindeki gelişmeler, EN 1090 belgelendirme süreçlerini de etkilemektedir. Robotik kaynak, otomatik kesim sistemleri ve dijital kalite kontrol süreçleri, standardın gerekliliklerini daha verimli ve tutarlı bir şekilde karşılamayı mümkün kılar. Örneğin, dijital kayıt sistemleri, dokümantasyon yönetimini kolaylaştırır ve denetim süreçlerini hızlandırır. Firmaların bu teknolojik gelişmeleri takip etmesi ve süreçlerine entegre etmesi, rekabet avantajı elde etmelerini sağlar.
26. Sonuç: EN 1090-1, Kalite Yönetimi ve Operasyonel Mükemmellik İçin Bir Araçtır
Sonuç olarak, EN 1090-1 sertifikası, yapısal metal bileşenler imalatı sektöründe faaliyet gösteren firmalar için sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda operasyonel mükemmelliğe ulaşmanın da bir yoludur. Bu standartlara uyum, firmanın üretim süreçlerinin daha güvenli, daha verimli ve daha tutarlı olmasını sağlar. Belgelerin sağladığı CE işareti, firmanın ürünlerinin güvenilirliğini ve kalitesini uluslararası alanda tescil eder. Bu sayede firma, sadece rekabet gücünü artırmakla kalmaz, aynı zamanda müşterileri için de uzun ömürlü ve güvenli yapılar inşa etme taahhüdünü yerine getirmiş olur.
Elbette, EN 1090-1 standardı rehberine ek olarak 27. başlığın içeriğini aşağıda hazırladım.
27. EN 1090-1 ve ISO 9001 Entegrasyonu: Kalite Yönetiminin Bütüncül Yaklaşımı
EN 1090-1 belgelendirme sürecinin, bir firmanın mevcut ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile entegre edilmesi büyük bir verimlilik sağlar. ISO 9001, genel bir kalite yönetim çerçevesi sunarken, EN 1090-1 bu genel çerçevenin yapısal metal bileşenler imalatına özgü teknik gerekliliklerini detaylandırır. Bir firma, zaten belgelendirilmiş bir ISO 9001 sistemine sahipse, EN 1090-1‘in gerekliliklerini bu sisteme ekleyebilir. Bu entegrasyon, mükerrer dokümantasyon ve prosedürleri ortadan kaldırarak hem zamandan hem de maliyetten tasarruf edilmesine yardımcı olur.
ISO 9001, sürekli iyileştirme, müşteri memnuniyeti ve süreç odaklılık gibi temel prensiplerle EN 1090-1‘in teknik taleplerini destekler. Bu sayede, firma sadece teknik standartlara uymakla kalmaz, aynı zamanda iş süreçlerini de daha etkin ve tutarlı bir şekilde yönetir.
Neden EN 1090-1 Uygulamalısınız?
Kavi Danışmanlık, EN 1090-1 ve diğer Avrupa standartlarına uyum sağlamak isteyen firmalar için profesyonel danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Uzman ekibimiz, çelik ve alüminyum yapılarınızın üretim süreçlerini denetleyerek, CE işareti almanıza yardımcı olur.
📞 İletişim: +90 507 331 01 52
🌐 Web Sitemiz: www.kavidanismanlik.com
Kavi Danışmanlık ve profesyonel kadrosu ile ürünlerinizi CE işareti ile sertifikalandırarak, çok daha rahat bir şekilde Avrupa pazarına açılın!



