Allergen-Free Declaration of Conformity
1. Beyanın Amacı ve Önemi
Bu beyan, sunulan ürünün, bileşenleri ve üretim süreci itibarıyla bilinen alerjen maddeleri içermediğini, ilgili mevzuat ve bilimsel standartlar çerçevesinde değerlendirildiğini ve “Alerjen İçermez” iddiasının geçerli analiz ve kontrol prosedürleriyle desteklendiğini beyan etmek amacıyla hazırlanmıştır.
Modern tüketici beklentileri doğrultusunda, alerjen içermeyen ürünlerin önemi her geçen gün artmaktadır. Özellikle gıda, kozmetik, tekstil, temizlik ve kişisel bakım ürünlerinde alerjen maruziyeti, sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, bu beyan aynı zamanda üretici firmanın sorumluluk bilincini ve tüketici güvenliğine verdiği önemi yansıtmaktadır.
2. Tanım ve Kapsam
“Alerjen İçermez” ifadesi, ürünün içerdiği hammaddelerde veya üretim sürecinin herhangi bir aşamasında, başlıca alerjen gruplarının mevcut olmadığını ifade eder. Bu beyan aşağıdaki alanlarda geçerli olacak şekilde düzenlenmiştir:
- Gıda ve Gıda ile Temas Eden Ürünler
- Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünleri
- Tekstil Ürünleri (Latex-Free, Wool-Free vb.)
- Ev Temizlik ve Hijyen Ürünleri
- Ambalaj ve Yardımcı Malzemeler
Bu kapsam, özellikle duyarlılığı yüksek bireyler, alerjik reaksiyona açık çocuklar ve risk grupları için hayati öneme sahiptir.
3. İlgili Alerjen Listesi
Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye Cumhuriyeti ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) gibi otoritelerce tanımlanan başlıca alerjenler şunlardır:
- Süt ve süt ürünleri (laktoz dahil)
- Yumurta ve yumurta proteinleri
- Balık ve kabuklu deniz ürünleri
- Yer fıstığı ve diğer kabuklu yemişler (badem, ceviz vb.)
- Gluten içeren tahıllar (buğday, arpa, çavdar, yulaf)
- Soya ve soya ürünleri
- Hardal, kereviz, susam, lupin
- Sülfitler (≥10 mg/kg)
- Lateks
- Nikhel ve belirli metaller
- Lanolin, parfüm türevleri ve parabenler (kozmetiklerde)
Bu ürün özelinde yapılan değerlendirmelerde yukarıdaki maddelerden hiçbiri yer almamakta ve bulaş riski de üretim protokolleriyle engellenmektedir.
4. Yasal Dayanaklar ve Uyum Mevzuatı
4.1 Avrupa Birliği Mevzuatı
- 1169/2011/EU Gıda Bilgilendirme Tüzüğü
- 1223/2009/EU Kozmetik Ürünler Yönetmeliği
- REACH Tüzüğü (EC 1907/2006) – Parfüm alerjenleri ve temas reaksiyonları için sınırlar
- ISO 16128 – Doğal ve alerjen içerik sınıflandırmaları
- ISO 22716 – Kozmetik GMP standardı
4.2 Türkiye Cumhuriyeti Mevzuatı
- Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği
- TİTCK Kozmetik Yönetmeliği
- KKDİK (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmelik)
- TS EN ISO 10993-10 – Biyouyumluluk ve hassasiyet testleri
Bu beyan, yukarıdaki yönetmelik ve standartlarla tam uyum içinde hazırlanmıştır.
5. Üretim Süreci ve Kontaminasyon Önlemleri
5.1 Hammadde Kontrolü
- Tüm tedarikçilerden alerjen içermediğine dair resmi beyan ve analiz raporları alınmaktadır.
- Tedarik edilen her parti için sertifikalı laboratuvar analizleri yapılmakta, alerjen içeriği izlenmektedir.
- Hammaddelerin taşıma, depolama ve işleme aşamalarında çapraz bulaşma ihtimali teknik prosedürlerle önlenmektedir.
5.2 Üretim Alanı ve Ekipman Hijyeni
- Üretim hatlarında alerjen bulaşı önleyici temizlik prosedürleri uygulanır.
- Aynı hatta farklı ürünler üretilecekse, geçişler arası doğrulama temizliği yapılır.
- Üretim alanı HACCP ilkelerine göre düzenlenmiştir.
5.3 Personel Eğitimi ve Kontrol
- Üretim personeline düzenli olarak alerjen kontrolü, çapraz bulaşma, etiketleme ve kayıt yönetimi konularında eğitim verilmektedir.
- Tüm kontrol noktaları, kalite yönetim sistemi kapsamında denetlenmektedir.
6. Analiz ve Test Metodolojisi
6.1 Test Edilen Matrisler
- Son ürün
- Ambalaj iç yüzeyi
- Üretim sonrası ortam
6.2 Kullanılan Analiz Yöntemleri
- ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay): Alerjen protein varlığı için hassas analiz
- PCR (Polymerase Chain Reaction): Alerjen DNA tespiti
- GC-MS ve LC-MS: Kozmetiklerde alerjen izlerinin saptanması
- SDS-PAGE ve Western Blot: Protein bazlı bileşen ayrımı
Bu yöntemlerle yapılan analizlerde, ürün içeriğinde tespit edilebilir düzeyin altında herhangi bir alerjen bulunmadığı belgelenmiştir.
7. Etiketleme ve Tüketici Bilgilendirmesi
- Ürünün dış ambalajında yer alan “Alerjen İçermez” ifadesi, bu teknik beyan ve analiz belgeleriyle desteklenmektedir.
- Tüketiciye yanıltıcı bilgi verilmemesi adına ürün içeriği şeffaf şekilde etiketlenmiş, alerjen uyarıları görünür kılınmıştır.
- Web sitesinde ve kataloglarda kullanılan “hypoallergenic” veya “allergen-free” ifadeleri sadece teknik doğrulama ile desteklenmektedir.
1. Alerjenlerin REACH Tüzüğü Kapsamındaki Yeri ve Sınıflandırması
Alerjenler, REACH Tüzüğü kapsamında, özellikle hassasiyet yaratma ve cilt reaksiyonlarına neden olma potansiyelleri nedeniyle sıkı bir şekilde düzenlenir. Belirli alerjenik kimyasallar, CLP Tüzüğü kapsamında “Hassasiyet Yaratabilen” olarak sınıflandırılır ve etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur. Özellikle parfüm alerjenleri gibi maddeler, belirli konsantrasyonların üzerinde kullanıldığında ürün etiketinde listelenmelidir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı sunan firmalar, ürünlerinde bu maddeleri kullanmadıklarını veya belirli hassasiyet limitlerinin altında tuttuklarını resmi olarak taahhüt ederler. Bu beyan, firmanın yasal sorumluluklarını yerine getirdiğini ve ürünlerinde potansiyel risk taşıyan maddelerden kaçındığını gösterir.
2. Alerjen İçermez Beyanı ve Güvenlik Bilgi Formu (GBF)
Bir ürünün alerjen içermez olduğunu iddia edebilmesi için, kullanılan tüm hammaddelerin Güvenlik Bilgi Formları (GBF) titizlikle incelenmelidir. GBF’ler, bir kimyasalın bileşimi, tehlike tanımları, maruz kalma senaryoları ve toksikolojik verileri hakkında ayrıntılı bilgiler sunar. Üreticiler, hammaddelerin GBF’lerini kontrol ederek, ürün formülasyonunda bilinen alerjenlerin (örn. parfüm alerjenleri, koruyucular) veya çapraz bulaşma risklerinin bulunmadığından emin olmalıdır. Ayrıca, hammaddelerin üretim süreçlerinden kaynaklanan olası alerjen kalıntılarının da dikkate alınması gerekir. Bu detaylı süreç, “alerjen içermez” iddiasını bilimsel ve yasal olarak sağlam bir temele oturtur ve olası bir denetimde beyanın doğruluğunu kanıtlamak için kritik bir dayanak oluşturur.
3. Tedarik Zinciri Yönetimi ve Alerjen Kontrolü
Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nın geçerliliği, sadece nihai ürünün analiziyle sınırlı değildir; bu süreç, tedarik zincirinin tamamında proaktif ve sıkı bir kontrol gerektirir. Üreticiler, kullandıkları tüm hammaddelerin ve ara ürünlerin alerjen içermediğini tedarikçilerinden gelen belgelerle kanıtlamak zorundadır. Tedarikçi beyanları, düzenli olarak güncellenen analiz sertifikaları ve güncel GBF’ler, bu kontrol mekanizmasının temelini oluşturur. Etkin bir tedarik zinciri yönetimi, alerjen kontaminasyonu veya çapraz bulaşma riskini kaynağında minimize etmeye yardımcı olur. Firmaların tedarikçileriyle olan şeffaf ve güçlü iletişimi, hem yasal uyumluluğu hem de nihai ürünün güvenliğini kalıcı olarak garanti altına alır.
4. İyi Üretim Uygulamaları (GMP) ve Çapraz Kontaminasyon Riski
Bir ürünün alerjen içermez olduğunu iddia etmesi, üreticinin İyi Üretim Uygulamaları (GMP)‘na ne kadar bağlı olduğunu gösterir. Eğer aynı üretim hattında alerjen içeren ve içermeyen ürünler üretiliyorsa, çapraz kontaminasyonu önlemek için özel temizlik, ayırma ve kontrol prosedürleri uygulanmalıdır. Özellikle gıda üretiminde, ürün geçişlerinde ekipmanın tamamen temizlendiğini gösteren validasyon kayıtları tutulmalıdır. Üretim kayıtları, temizlik validasyon raporları ve personel eğitimleri, bu adımların doğru bir şekilde yürütüldüğünü kanıtlar. Bu durum, “alerjen içermez” beyanının sadece bir iddia değil, aynı zamanda güvenilir ve kontrollü bir üretim sürecinin şeffaf bir sonucu olduğunu gösterir.
5. Gıda Güvenliği ve Alerjen Düzenlemeleri
Gıda ürünlerinde alerjen etiketlemesi, ulusal ve uluslararası gıda güvenliği düzenlemelerinin en önemli parçalarından biridir. EU Gıda Bilgilendirme Tüzüğü (1169/2011) gibi düzenlemeler, 14 ana alerjenin ürün etiketinde mutlaka belirtilmesini zorunlu kılar. Tüketiciler, bu bilgilere dayanarak bilinçli tercihler yaparlar. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı sunan firmalar, bu yönetmeliklerin en katı güvenlik standartlarını benimsediklerini gösterirler ve etiketlerinde “alerjen içermez” ibaresini güvenle kullanabilirler. Bu, özellikle hassas tüketici grupları için büyük bir güven unsuru oluşturur.
6. Alerjenlerin Toksikolojik Profili ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Alerjenler, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon vermesine neden olan maddelerdir. Alerjik reaksiyonlar, hafif kaşıntı ve kızarıklıktan, anafilaksi gibi yaşamı tehdit eden durumlara kadar değişebilir. Özellikle gıda alerjileri, doğru yönetilmediği takdirde ölümcül olabilir. Kozmetik ve tekstil alerjenleri ise ciltte ve solunum yollarında dermatit ve astım gibi kronik hastalıklara yol açabilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, bir ürünün toksikolojik riskini önemli ölçüde azalttığını gösteren bir kanıttır. Bu beyan, halk sağlığını korumaya yönelik proaktif bir taahhüttür.
7. KKDİK Yönetmeliği ve Alerjenlerin Yönetimi
Türkiye’deki KKDİK Yönetmeliği, kimyasalların kayıt, değerlendirme, izin ve kısıtlama süreçlerini düzenler. Bu yönetmelik, AB mevzuatıyla uyumlu olduğu için alerjenik potansiyeli olan kimyasalları izler ve kısıtlar. Özellikle hassasiyet yaratan maddeler için özel kısıtlamalar ve etiketleme zorunlulukları bulunur. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı sunan firmalar, bu tehlikeli maddelerin ürünlerinde bulunmadığını kanıtlayarak, yönetmeliklerden kaynaklanabilecek bürokratik yükü ve yasal riskleri en aza indirirler.
8. Pazarlama ve Etiketleme Sorumlulukları
Bir ürünün etiketinde veya tanıtım materyallerinde “alerjen içermez” iddiasının yer alması, firmaya ek yasal ve etik sorumluluklar yükler. Bu iddia, yanıltıcı veya asılsız olmamalıdır ve her zaman kanıtlarla, yani bir uygunluk beyanı ve analiz raporları ile desteklenmelidir. Gıda, kozmetik ve tekstil yönetmelikleri, ürün tanıtımlarında yer alan iddiaların güvenilir, doğru ve bilimsel verilere dayanmasını şart koşar. Aksi takdirde, firma idari para cezaları ve hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, bu iddiaların yasal ve etik olarak doğru olduğunu gösteren temel belgedir.
9. Tüketici Güveni ve Pazar Rekabeti
Alerjen İçermez beyanı, modern pazarlama stratejilerinde güçlü bir araçtır. Tüketiciler, alerji ve hassasiyetler konusunda daha bilinçli hale geldikçe, “güvenli” ve “alerjen içermez” etiketli ürünlere olan talepleri artmaktadır. Bu beyan, ürünün bu hassasiyetlere cevap verdiğini ve markanın tüketicilerin sağlığını önemsediğini gösterir. Bu durum, özellikle gıda, bebek ürünleri ve kozmetik gibi hassas pazarlarda büyük bir rekabet avantajı sağlar. Güvenilirlik ve şeffaflık, marka sadakatini artıran ve yeni müşteri kitlelerine ulaşmayı sağlayan temel faktörlerdir.
10. Kimyasal Analizler ve Analitik Yöntemler
Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nın doğruluğu, güvenilir kimyasal analizlerle kanıtlanmalıdır. Bu analizler için en yaygın ve hassas yöntemler arasında ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay) ve PCR (Polymerase Chain Reaction) yer alır. ELISA, gıda proteinlerini tespit etmede kullanılırken, PCR alerjen DNA’sını saptar. Kozmetik ve diğer ürünlerde ise GC-MS (Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometrisi) ve HPLC (Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi) gibi yöntemlerle alerjen izleri belirlenir. Analizlerin, uluslararası standartlara göre akredite olmuş bağımsız laboratuvarlar tarafından yapılması, beyanın bilimsel geçerliliğini ve güvenilirliğini artırır.
11. Çalışan Sağlığı ve İş Güvenliği
İş ortamında alerjenlere maruz kalmak, çalışanlar için mesleki alerjiler ve astım gibi ciddi sağlık riskleri taşır. Özellikle gıda üretim tesislerinde, havadaki un tozu, süt veya yumurta proteinleri çalışanlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Üretim süreçlerinde alerjen kontrolü, çalışanların sağlığını korumaya yönelik önemli bir adımdır. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nı vermek, firmanın sadece tüketicileri değil, aynı zamanda çalışanlarını da potansiyel alerjen tehlikelerden korumak için proaktif adımlar attığını gösterir.
12. Sürdürülebilirlik ve Çevresel Etki Azaltımı
Alerjen İçermez beyanı, bir markanın sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdünün bir parçası olabilir. Bazı alerjen kaynakları (örneğin petrol türevi parfümler), çevresel olarak zararlı bileşenler içerebilir. Bu tür maddelerin yerine daha doğal veya sentetik olarak güvenli alternatifler kullanmak, çevresel ayak izini azaltmaya yardımcı olur. Bu, markanın çevre dostu imajını güçlendirir ve ekolojik bilinci yüksek tüketiciler tarafından daha çok tercih edilmesini sağlar.
13. Finansal Riskler ve Hukuki Sorumluluklar
Yanlış alerjen etiketlemesi veya alerjen kontaminasyonu nedeniyle açılan davalar ve ürün geri çağırmaları, firmalar için ciddi finansal riskler ve hukuki sorumluluklar taşır. Mevzuatlara uyumsuzluk, yüksek para cezalarına, faaliyet kısıtlamalarına ve itibar kaybına neden olabilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı ve bu beyanı destekleyen kanıtlar, bu tür hukuki riskleri minimize etmeye yardımcı olur. Beyan, firmanın gerekli özeni gösterdiğini ve ürünün güvenliğini sağlamak için tüm makul adımları attığını gösterir.
14. Ambalaj Malzemelerinde Alerjen Kontrolü
Gıda ve kozmetik ürünlerinde kullanılan ambalaj malzemeleri, alerjen bulaşma riski taşıyabilir. Özellikle ortak ambalajlama hatlarında, alerjen içeren ürünlerden kalıntılar ambalaj yüzeyine geçebilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nın kapsamı, kullanılan ambalaj malzemelerinin de bu açıdan kontrol edilmesini gerektirir. Üreticiler, ambalaj tedarikçilerinden bu tür bir kontaminasyonun olmadığından emin olmalı ve gerekirse ambalaj yüzey analizlerini talep etmelidir.
15. Uluslararası Standartlar ve Uygunluk Beyanı
Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, sadece ulusal mevzuatlara değil, aynı zamanda uluslararası standartlara (ISO, BRC, IFS) da uygun olmalıdır. Bu standartlar, analitik test yöntemlerinin doğruluğunu, dokümantasyonun formatını ve beyanın içeriğini belirler. Uluslararası standartlara uyum, ürünün global pazarlarda kabul görmesini kolaylaştırır ve firmanın uluslararası ticaretteki rekabet gücünü artırır. Bu durum, özellikle sıkı regülasyonları olan pazarlara ihracat yapan firmalar için kritik öneme sahiptir. Standartlara uygunluk, firmanın güvenilir bir tedarikçi olduğunu gösterir.
16. Alerjenlerin Alternatifleri ve Yenilikçilik
Alerjen içermeyen ürün talebi, üreticileri alerjenik maddelerin yerini alabilecek daha güvenli ve çevreci alternatifler bulmaya yönlendirir. Parfümlerde koku duyarlılığını azaltan yeni moleküllerin geliştirilmesi veya gıda ürünlerinde laktoz yerine laktozsuz süt proteini kullanımı gibi yenilikler bu alandaki gelişmeleri gösterir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, bir firmanın sadece regülasyonlara uymakla kalmayıp, aynı zamanda yenilikçi ve güvenli ürünler geliştirmeye odaklandığını gösterir.
17. Geri Çağırma Prosedürleri ve Beyanın Önemi
Yanlışlıkla alerjen içeren bir ürünün alerjen içermez beyanıyla piyasaya sürülmesi, ciddi bir geri çağırma operasyonunu tetikleyebilir. Böyle bir durumda, firma hem itibarını hem de finansal kaynaklarını kaybedebilir. Geri çağırma maliyetleri, ürünlerin toplanması, imhası, tedarik zincirinin yeniden düzenlenmesi ve hukuki masrafları içerir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nın arkasındaki titiz kontrol ve analiz süreçleri, bu tür riskleri en aza indirmeye yardımcı olur. Proaktif bir risk yönetimi ve sürekli kalite kontrol, olası sorunları daha ürün piyasaya sürülmeden önce tespit etmeyi ve düzeltmeyi sağlar.
18. Pazar Büyüklüğü ve Gelecek Trendleri
Alerji ve gıda intoleranslarının yaygınlaşmasıyla birlikte alerjen içermez ürünlerin pazar payı hızla büyümektedir. Bu ürünler, “serbest bırakılmış” veya “free-from” olarak etiketlenen pazar segmentinin önemli bir parçasıdır. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, firmaların bu pazar büyümesinden pay almasını sağlar ve geleceğin tüketici trendlerine uyum sağladıklarını gösterir. Sektör analizleri, önümüzdeki yıllarda bu tür ürünlere olan talebin daha da artacağını ve bu beyanın bir standart haline geleceğini öngörmektedir.
19. Kamuoyu ve Medya İlişkileri
Alerjenlerin sağlık üzerindeki etkileri, özellikle gıda güvenliği ve kozmetik gibi alanlarda kamuoyunda ve medyada geniş yer bulmaktadır. Bu tür tartışmalar, tüketicilerin endişelerini artırabilir ve markalar için itibar riskleri yaratabilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı‘nı kamuoyuna duyurmak, bir markanın proaktif bir iletişim stratejisi izlediğini ve tüketicilerin endişelerine cevap verdiğini gösterir. Bu durum, kriz iletişiminde markaya avantaj sağlayabilir ve şeffaflık vurgusuyla marka imajını güçlendirir.
20. Gönüllü Sektör Girişimleri ve Beyan
Bazı sektör dernekleri ve inisiyatifler, alerjen kontrolünü artırmaya yönelik gönüllü taahhütlerde bulunur. Bir firmanın alerjen içermez beyanı, bu tür sektörel girişimlerin bir parçası olarak değerlendirilebilir ve firmanın sektörde sorumlu bir aktör olduğunu gösterir. Bu, firmanın sadece yasalara uyan bir firma değil, aynı zamanda sektöründe güvenlik ve kalite standartlarını yükseltmeyi amaçlayan bir öncü olduğunu kanıtlar. Bu tür taahhütler, firmanın endüstri içindeki itibarını artırır ve uzun vadeli işbirlikleri için sağlam bir zemin oluşturur.
21. Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm
Alerjen içeren atıkların uygun şekilde bertaraf edilmesi, çevresel kirliliğin önlenmesi için kritik öneme sahiptir. Özellikle gıda atıklarında, alerjen kalıntıları çevreye karışabilir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, firmanın atık yönetiminde daha çevreci bir yaklaşımı benimsediğini ve ürünlerinin ekosistem üzerindeki yükünü azalttığını gösterir. Bu, firmanın sürdürülebilirlik hedeflerine olan bağlılığını kanıtlar.
22. Organik ve Doğal Sertifikasyonlar ile İlişki
Ecocert ve COSMOS gibi organik ve doğal sertifikasyon kuruluşları, sentetik alerjenlerin kullanımını sınırlar veya yasaklar. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, ürünün bu sertifikasyonlara uygunluğunu kanıtlamada önemli bir ön koşuldur. Bu durum, firmanın doğal ve organik ürün pazarlarına girişini kolaylaştırır ve markanın doğallık ve saflık konusundaki taahhüdünü güçlendirir. Bu sertifikalar, uluslararası pazarlarda da büyük bir güven unsuru oluşturur.
23. Gıda Güvenliği ve Alerjen İçermezlik
Gıda endüstrisinde alerjen kontrolü, tüketicilerin sağlığını korumak için en temel gerekliliktir. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, özellikle gıda ürünlerinde, tüketicilere daha güvenli ve sağlıklı alternatifler sunma taahhüdünü gösterir. Bu belge, sağlık bilinci yüksek tüketicilerin güvenini kazanır ve markanın bu alandaki prestijini artırır.
24. Uzman Danışmanlık ve Süreç Optimizasyonu
Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı süreci, teknik ve yasal olarak karmaşık olabilir. Bu nedenle, Kavi Danışmanlık gibi uzman firmalarla çalışmak, süreci optimize eder ve firmanın kaynaklarını verimli kullanmasını sağlar. Danışmanlık firmaları, formülasyon analizinden laboratuvar testlerine, dokümantasyon hazırlığından mevzuat takibine kadar tüm adımlarda profesyonel destek sunarak, firmanın yasal risklerini en aza indirir ve ürünlerinin pazarda değer kazanmasını sağlar.
25. İhracat Süreçleri ve Gümrük Kolaylığı
Uluslararası ticarette, özellikle AB ve ABD gibi sıkı düzenlemeleri olan pazarlara ihracat yaparken, ürünlerin alerjen içermediğini gösteren belgeler büyük önem taşır. Gümrük kontrolleri sırasında bu belgelerin sunulması, ürünlerin ithalatını hızlandırır ve olası gecikme veya reddedilme risklerini ortadan kaldırır. Alerjen İçermez Uygunluk Beyanı, firmanın uluslararası ticaretteki rekabet gücünü artıran ve operasyonel süreçleri kolaylaştıran stratejik bir belgedir.
26. Tedarikçi Seçimi ve Doğrulama Süreçleri: Başarılı Bir Uygunluk Beyanının Temel Taşı
Bir ürünün “içermez” iddiasını güvenilir bir şekilde sürdürebilmesi, sadece kendi üretim süreçlerini değil, aynı zamanda tüm tedarik zincirini kontrol etmesine bağlıdır. En iyi niyetle hazırlanan bir ürün formülasyonu bile, kalitesiz veya denetlenmemiş bir hammaddeden kaynaklanan çapraz kontaminasyon riskiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle, tedarikçi seçimi ve doğrulama süreçleri, herhangi bir uygunluk beyanının en kritik aşamasıdır.
Sorumluluk ve Taahhüt
Firma olarak, ürünün geliştirme, üretim, paketleme, sevkiyat ve satış süreçlerinin tümünde alerjenlerden arındırılmış, yüksek hassasiyetle kontrol edilmiş ve mevzuata uygun bir üretim modeli benimsediğimizi taahhüt ederiz.
Bu beyan, her üretim partisi için geçerli analizlerle desteklenmekte olup, ilgili otorite ve müşterilere gerektiğinde ibraz edilebilir durumdadır.
📞 İletişim: +90 507 331 01 52
🌐 Web: www.kavidanismanlik.com/iletisim






